28 Aralık 2008 Pazar

BİLMİYORUM SENİ


Bilmiyorum seni,
Tıpkı senin beni bilmediğin gibi,
Hiç bilmiyorum yüreğini…
Gözlerin nasıl bakıyor mesela,

Yada nasıl dokunuyor ellerin?
Sahi ellerin sıcak mı senin,
Tuttuğunda sıcacık edebilir misin yüreğimi örneğin…
Ya da…
Ya da dokunduğun anda titretebilir misin içimi?
Hiç konuşmadan,
Hiç ses çıkarmadan..
Belki fısıltılarla sadece…
Belki bir iki fısıldanmayla fethedebilir misin beni?
Tek bir şey bilmiyorum seninle ilgili…
Nasıl seversin mesela söylesene!
Hayatının içine mi sokarsın;

Yoksa hayatında herhangi bir köşeye süs misali bırakır mısın gözlerimi?
Kimsin sen?
Söylesene kimsin!
Nasıl yaşanırsın sen!
Doya doya mı yaşamalı seni?

Yoksa arada bir mi tutmalı, bulmalı ve sevmeli yüreğini…
Nasıl sever senin yüreğin?
Benim yüreğim gibi mi?

Yoksa uzaktaki bir özlem misali mi!
Bilmiyorum seni,
Tıpkı senin beni bilmediğin gibi,
Hiç bilmiyorum yüreğini…
Bu yüzden haydi konuş benimle…
Kendini anlat bana,
Doya doya dinleyeyim seni…
Kimsin sen?
Söylesene kimsin!
Nasıl yaşanırsın mesela…
Doya doya mı yaşamalı seni?

Yoksa arada bir mi tutmalı, bulmalı ve sevmeli yüreğini…
Hadi dinlemelere verdim kendimi..
Susuşlar yaşıyorum sen konuşana kadar…
Utanma ve anlat bana kendini…

Hiç yorum yok: