11 Şubat 2009 Çarşamba

FISTIK EZMESİ


Bu çeşit düşünceler bana öğle yemeklerini her gün birlikte yiyen iki yapı işçisinin, Bill ve Mack’ın hikâyesini hatırlatır.

Her gün saat tam on ikide yapımı devam eden binanın gölgesinde oturup yemek kutularını açarlardı. Bir pazartesi günü Bill dikkatle sandviçini çıkardı ve içinde ne olduğuna baktı.

“Yine fıstık ezmesi!” dedi tiksinerek.

Mack hiçbir yorum yapmadan sandviçini yemeye koyuldu.

Salı günü Bill yine sandviçini araladı ve daha büyük bir kızgınlıkla “Yine fıstık ezmesi...” dedi.

Çarşamba günü yine aynı sahne tekrarlanınca Mack daha fazla dayanamadı: “Fıstık ezmesini sevmiyorsan neden karına söylemiyorsun ?” dedi.

“Bak” dedi Bill, “Karımı bu işe karıştırma, sandviçimi kendim hazırlıyorum!”

Biraz saçma bir hikâye, kabul ediyorum, ama bazen aptal bir hikâye gerçeği ortaya koyabilir. Merak ediyorum kaçımız artık katlanamadığı şeylerden sırf yapabileceği başka bir şey olmadığını düşündüğünden dolayı kurtulamıyor. Kendimiz için ne çeşit “sandviçler” hazırlıyoruz?

Hiç yorum yok: