15 Mart 2009 Pazar

PADİŞAHIN EMANETİ


Bir varmış, bir yokmuş,
Çayırda çimen, toprakta nem, insanda elem,
Tükenmeyecek kadar çokmuş.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Allah'ın kulu mısır tanesinden bolmuş.
Yemyeşil güzel bir ülkede adil bir padişah yaşarmış. Halk ondan çok memnunmuş.
Günlerden bir gün padişah hastalanmış. Devlet işleriyle il-gilenemez olmuş. Çıkarcı vezirler de padişahın hastalığını fırsat bilip halka zulmetmeye başlamışlar. Ülkede rüşvet, dolandırıcılık almış başını giderken zavallı padişahın olanlardan haberi yokmuş. Vezirler, padişahı hasta diyerek kimseyle görüştürmüyorlarmış.
Bir gün sarayın aşçısı halkın şikâyetlerine dayanamamış. Eline bir tas çorba alıp padişahın yanına girmiş. Olanları anlatmış. Padişah duyduklarından dolayı çok üzülmüş. Zorla da olsa ayağa kalkmış, kıyafet değiştirerek halkın arasına karışmış. Aşçının söylediklerinin doğru olup olmadığını gözleriyle görmek istemiş.
"Bu durumu nasıl düzeltebilirim acaba?" diye düşünüp durmuş. Sonra hocasının ona verdiği öğüt aklına gelmiş. Hocası ona "Sen sen ol; emanete çok dikkat et! Emanete dikkat etmeyen adama karşı da çok dikkatli ol." dermiş. Aklına güzel bir fikir gelmiş.
Hemen o gün şehrin en kalabalık yerine bir tellâl göndermiş. Tellâl; "Duyduk duymadık demeyin!... Padişahımız herkesin üç gün içinde saraya gelmesini ferman buyuruyor!" diye bağırmış. Duyanlar duymayanlara söylemiş. Saray üç gün içinde gelenlerle dolup taşmış. Padişah her gelene bir kitap vermiş ve onlara;
- Bakın! Bu kitaplar size emanet. Sadece üç ay sizde kalacak. Temiz bir şekilde okuyun ve bana geri getirin, demiş. Onlar da bu konuda padişaha söz vermişler.
Aradan üç ay geçmiş. Kendisine kitap verilenlerin çoğu verdiği sözü, aldığı emaneti unutmuş. Aldıkları kitapları tekrar saraya getirmek akıllarına bile gelmemiş. Çok az kişi geri götürmüş. Üstelik bazıları aldıkları kitapları yırtmışlar veya çizmişler. Bu durumda kitaplar çok kötü görünüyormuş. Padişah, kitapları temiz bir şekilde getirenleri ödüllendirmiş. Diğerlerine de;
- Emanet bir kitabı koruyamayan, küçük de olsa emanetin kıymetini bilmeyen insanlardan hizmet beklenmez, diyerek iyi bir ders vermiş.
Bütün vezirleri görevden almış ve aldığı emaneti olduğu gibi getirenleri vezir yapmış. O günden sonra da ülkede çok şey değişmiş, halk huzur içinde yaşamış.

Hiç yorum yok: