3 Mayıs 2009 Pazar

BİTMEYEN MACERA



Herşey, beklenmedik bir olaydır dünyamızda.
Ve her varlık, beklenmedik bir olayın sonucudur.
Sadece bunları sürekli görmemiz aldatır bizi.
Ve alışkanlıklar, gözümüzün önündeki harikaları kalın bir sisin ardına iter.
***
Bir ağaç gövdesi, kara topraktan beklenecek en son şeydir. Zaten ondan çıkmamıştır. Toprak içinde boy atar ağaçlar. Yüzlerce kilo ağırlığa ulaşır bazan. Bir dev gibi yükselir gözümüzün önünde. Fakat topraktan birşey eksiltmez o koca gövde büyürken. Işığı alır, işler ağaç. Suyu emer, işler. Fakat onların koca bir ağaç gövdesine dönüşmesi de aklın alacağı şey değildir. Yine de olmazlar olur. Ve hiçten çıkarcasına bir koca bina yükselir gözümüzün önünde. Bir şekil alır ağaç gövdesi. Dallara ayrılır. Sonra dallar da dallara ayrılır. Görünmez bir kalıbın içini doldurur gibidir ağac gövdesi. Bes belli, bir plân içinde yürür herşey. Ama o plânın eseri toprakta yok, havada yok, ışıkta yoktur. Bir şeklin, hele plânlı bir şeklin ne olduğunu onlar bilemez. Oysa ağacın mimarîsi plânlıdır, düzenlidir.
Ve bir hedefe doğru yürür herşey.
***
Beklenmedik olaylardan, beklenmedik başka olaylar çıkar. Cansız ve kaba bir cismin üstünde dünyanın en narin güzellikleri canlanır. Odunlar çiçek açar. Bir iskeletin dirilişindeki güzellik, ruhları hayran bırakır. Sonra çiçeklerin devri dolar. Ve yem yeşil yapraklar fışkırır kuru odunlardan. Hayatın tazeliği ihtiyar simaları süsler. Ve ardından meyveler pişer dallarda. Nasıl belirirler, nasıl renklenirler, nasıl tadlanırlar, nasıl parfümlerini sürünürler iştahları açmak için, bilinmez. Ama beklenmedik olayların da ardı, arkası kesilmez. Ağaç gövdesi, kendisinden hiç umulmayan meyveyi verdikten sonra, meyve de kendisinden beklenmeyeni verir. Toprağa düşer ve bir esrarlı yolculuğa çıkar:
İnanılmaz bir maceranın yeni bir bölümünü başlatmak için.
Ümit Şimşek

Hiç yorum yok: