30 Eylül 2009 Çarşamba

MEMLEKETİ SİZ NEDEN DÜZELTMEDİNİZ, PAŞA?


Görevden uzak kaldığı süre içinde bir gün eski Sadrazam Mehmet Rüştü Paşa, resmi dairelerin kötü gidişinden yakınırken hocası Seyfüddin Efendi, kendisine itiraz etti ve bu kötü gidişte kendinin de payı olduğunu anımsattı:
“Defalarca sadrazamlık makamında bulundunuz, Paşa” dedi. “Yakındığınız bu kötü gidişi o zaman siz neden düzeltmediniz?”
Mehmet Rüştü Paşa, hocasının bu sitemli sorusuna şöyle karşılık verdi:
“Hakkınız var hocam” dedi. “İzin verirseniz ben size gerçeği söyleyeyim de bana hak verin.”
Hocasının izni üzerine, Mehmet Rüştü Paşa, sadrazam olmasına karşın devlet işlerinin kötü gidişi karşısındaki çaresizliğinin nedenlerini şöyle açıkladı:
“Biz elimize dürbün alıyoruz, uzakta denizin ortasında bir gemi görüyoruz. Dümeni, yelkeni bozulmuş, batacak bir halde çalkalanıyor. ‘Canım bu geminin içinde adam yok mu, durumun tehlikesini görmüyorlar mı? Kurtulmaya neden çalışmıyorlar? Diyerek gemiyi kurtarmaya koşuyoruz, içine giriyoruz. Bir de görüyoruz ki, geminin sakinleri, ellerine tefler, davullar, zurnalar almışlar, çalıp oynuyorlar. ‘ Yahu bu ne hal? Batıyorsunuz, kurtulmaya neden uğraşmıyorsunuz?’ diyoruz. Onlar, ‘Çok söylenme. Keyfine bak!..’ diyorlar. Göbek atarak, rakı vererek bizi de kendileri gibi sarhoş etmeye çalışıyorlar. İçlerinden bir kimseye dert anlatmanın olanağı olmadığını anlayınca, bizim durumumuzda onların durumuna benziyor. Vur patlasın, çal oynasın âlemlerine dalıyoruz. İşte iktidar mevkiine geldiğimiz zaman bir iş göremeyişimizin nedeni, söz anlatacak adam bulamayarak, sonunda biz de söz anlamayacak bir duruma gelmekte oluşumuzdur.”

Hiç yorum yok: