30 Mayıs 2011 Pazartesi

SONSUZ AŞK


Dalga ile kıyının aşkını bilir misin? Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga, hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya. Dalga, seven -kıyı, sevilendir. Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga ve döner hep geriye bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca işte, ben de seni böyle severim yar.
Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini? Bilirler görünmeyeceklerini... Sevilmeyeceklerini... Koklanmayacaklarını... Okşanmayacaklarını... Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle. Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını işte, ben de seni böyle beklerim yar.
Yar, ipek böceğini bilir misin? Onun kozasının içinde ördüğü, o ipliğe olan aşkını bilir, o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını ama aşkına feda eder kendini. Öyle verir kendini yarenine korkusuzca işte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.
Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin? Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için öyle zorludur ki ayrılmaları verir meyvesini ağaç meyve tohum olur, tohum kök olur ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden işte bende böyle yar; kök olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak için.
Alıntı

Hiç yorum yok: