22 Eylül 2011 Perşembe

GÜNEŞ VE RÜZGÂR



Bir gün Rüzgâr ile Güneş konuşuyorlarmış.
-Vuvv... Ben senden daha güçlüyüm, demiş Rüzgar.
-Öyle mi? demiş Güneş.
-Elbette, demiş Rüzgar. Bunu sana göstereceğim. Bak şu aşağıdaki yaşlı adamı görüyor musun?
Güneş eğilip bakmış.
-Görüyorum, diye cevap vermiş.
Rüzgâr gururla:
-Gör bak! Onun ceketini çıkaracağım, demiş.
Güneş:
-Peki, o zaman demiş. Haydi dene bakalım. Sonra bulutların arkasına çekilmiş. Merakla Rüzgârı izlemeye başlamış.
Rüzgâr bütün şiddetiyle esmiş, o estikçe yaşlı adam üşümüş, üş dükçe paltosuna sarılmış.
Rüzgâr buna öfkelenmiş. Daha da şiddetli esmiş. Bu kez adam da paltosunu daha sıkı tutmuş. O ne kadar şiddetli estiyse adam da paltosuna o kadar çok sarılmış. Çünkü çok üşüyormuş.
Rüzgâr sonunda pes etmiş. Bu kez sıra Güneş'e gelmiş. Güneş bulutların arkasından çıkmış. Yaşlı adama sıcacık gülümsemiş. Yeryüzünü iyice ısıtmış. Adam pek sevinmiş. Yeryüzü ısındıkça adam ısınmış. O da gülümsemeye başlamış.
Artık paltoya ihtiyacım kalmadı, diye düşünmüş. Ve paltosu nu çıkarmış. Güneş rüzgâra dönerek:
- Gördün mü, demiş. Nazik olanlar zorbalardan her zaman daha güçlüdür.
Alıntı Ribat Dergisi Kasım 2010

Hiç yorum yok: