13 Ocak 2012 Cuma

YUSUF, HAMZA, DAVUT, KUZENLER

Merhaba dostlar merhaba :)Eşimin özene bezene hazırlamış olduğu bu güzelim resimlerle,bizim bıdıklarla karşınızdayız.Bu sefer sizlerden ve blogdan hamilelikte olduğu gibi fazla ayrı kalamadım.Ev işleri ve çocuklardan ne kadar fırsat bulurum bilmiyorum ama paylaşımlara devam edeceğim Allah'ın izni ile :)

Doğumdan önce çorumda kaldık 1 hafta kadar....Bu arada hamzamın doğum gününüde davut'un doğumu ile aksamasın diye ayın 17 sinde haftasonu aile arasında küçük bir pasta ile paylaştık.pasta almaya gittiğimizde yusuf akvaryumdaki balıklardan bir tanesinin gülümsediğini söyledi.biz kamera ile tam alamamışız ama yusuf balıkla poz bile verdi :) Hani şu solda ve altta olan turuncu balık sevimli değilmi :)



yukarıdaki resimde ıslak mendil kutusunun kapağı ile şipşakçı hamza.şıkırt şıkırt fotoğraf çekiyor.muzip ve sevimli yavrum.En küçük kardeşin varlığına ve hayatımıza kattığı faklılıklara alışmaya çalışıyoruz.Aslında hamza çok düşkün bir çocuk değildir.ağırdır,ağır abidir benim oğlum ama bebek gelince daha bi düşkünleşti.Kıskanma ve uygulama fasıllarına başladı...hepsinede zaman ayırmaya çalışıyorum.Yusufla birlikte ders yapıyoruz,hamzayla oyunlar oynuyoruz,bebek zaten daha yeni yeni kendine gelmeye başladı,Bende tabiii :)

Çok şükür Rabbime sıkıntılı bi hamilelikten sonra sancı ağrı bile zor gelmiyor.bebeğin ağlaması gecelerce ve gündüz uykusuz kalmakta zor gelmiyor.Ne kadar zorda olsa Allah'ım herkese nasip etsin.Herşeyi,her anı ayrı güzel....


Doğum günü çocuğu Hamza :) ama ne olduğunun çokta farkında değildi...Şaşkın hali fotoğrafa bile yansımış :) 3 kuzen kameraya böyle çıktılar...


Buradada pasta ve abur cuburdan sonra keyifli ve yaramazlık saatiiii....Güzel ve eğlenceli bir akşam geçirdik.tabiii ben doğum öncesi son günlerim olunca kocaman ve nefes nefese idim :)


Yukarıdaki resimdede fındık kızlarımız hale ve meryem....Hale artık ana sınıfına gidiyor.Meryemde kreşe başladı....Büyüyorlar ve öğreniyorlar....Rabbim sağlık ve afiyette etsin.


Bu bıcırıkta Hale ve meryemin küçük kardeşleri bıcır bıcır,şirin bi fındık kurdu....


Ve son resmimizde ailemizin en küçükü Davut....emzikli resim doğumdan sonraki Hali şişkin yumuş yumuş....
diğer resim geçen hafta çekildi...gözlerimiz hamza kadar çekik değil.
Emzik emmeleri çok hoşuma gidiyor.yusufuda hamzayıda alıştırmıştım sıra Davutta şöyle şapur şapur emmeleri varya çok sevimli oluyorlar.Bu gün hastaneye çağırdılar,topuk kanı alındı yine.ağlayıp sonrasında emziği öyle bi emişi vardı ki... şirin şirin sanki kavga ediyordu homurdana homurdana emiyordu emziği.
Çok şükür Rabbim herşeyi en iyi ve en mükemmel yaratan Allahım.yavrularımızı bize bağışla,hayırlı bir kul hayırlı evlat olarak yetiştirebilmeyi nasip et ....AMİNNNN

8 Ocak 2012 Pazar

RESİMLİ YAZILAR

Rabbim, küçüklüğümde annem ve babam beni nasıl yetiştirmişlerse şimdi sen de onlara rahmet et.

7 Ocak 2012 Cumartesi

MASAÜSTÜ RESİMLERİ

Uzunca bir aradan sonra Masaüstü Resimleri için önerilerimizle yeniden birlikteyiz. Öyle anlaşılıyor ki blogumuzu birazcık boş bırakmışız...

Resimlerin orjinal boyutu için lütfen üzerlerine tıklayınız.






6 Ocak 2012 Cuma

Süt Yapan İçecek




Şöyle kısacık bir paylaşımla kendimi unutturmayayım dedim.Ben faydasını gördüğüm için paylaşmak istedim...malum bebişimiz doğdu az olan sütümüzü arttırma teknikleri ve gıdaları arayışına girdik.

İçeceğimiz için 2 orta boy havuç,6-7 güneşte kurutulmuş kayısı,4 güneşte kurutulmuş incir gerekiyor.Malzemelerimizi yıkayalaım.havuçları küp doğrayalım.incir ve kayısıyı bütün koyalım 1 litreden fazla su ekleyelim.Ocağa koyalım kaynadıktan sonra 10 dk kısık ateşte pişirelim.Ocaktan indirip Sıcakken istediğiniz kadar şeker ekleyin.Soğuduktan sonra bardakta hazır olsun sık sık yudumlayalım.gün içerisinde ben 2 bardaka kadar içiyorum.gece başucuma bırakıyorum her kalkmada yudumluyorum....

Araştırmalarıma göre süt arttıran gıdalar:
Gün içerisinde en az 2 lt su,
Rezene ve ısırgan çayı(4-5 fincan)
Yeşil mercimek,
Brokoli,
Roka,
Ispanak,
Pazı,
Dereotu,
Çekirdekleri ile birlikte yenen siyah üzüm,
Dut pestili,
Yumurta,
Havuç,
Maydanoz,
Hurma,
Adaçayı,
Antep Fıstığı,
Lahana,

2 Ocak 2012 Pazartesi

ENERJİNİZİ BOŞA HARCADIĞINIZDA YORULURSUNUZ



En kızdığınız insanı her gün düşünüyor musunuz?
Her düşündüğünüzde, enerjinizi boşa harcıyorsunuz ve o kişiyi enerjinizle besliyorsunuz.
Sürekli, hiç yaşamak istemediğiniz olaylarla mı karşılaşıyorsunuz?
Her düşündüğünüzde, bu olayı kendinize çağırıyorsunuz ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz.
Nefretimizi düşündükçe, nefretimizi besleyerek enerjimizi boşa harcarız.
Tüm olumsuz kişilere, sözlere, olaylara karşı tepkisiz kalmak bunları düşünerek kendimizi yokuşa sürmekten daha iyidir.
Düşüncelerimiz mıknatıs gibi, düşündüklerimizi bize çekmektedir.
Her tarz olumsuzlukların besini düşüncelerimizdir.
Beslenmeyen her türlü olumsuzluk ölmeye mahkumdur.
Bu tarz durumlarda uygulanacak yöntemlerden birisi gülümsemektir.
İhtiyacınız olduğunu hissettiğinizde durun. Tüm bedeninizde bir gülümseme hissedin.
Yüzünüzde değil, tüm kalbinizle ve tüm bedeninizle gülümseyin.
Tüm vücudunuzda, bir bebeğin gülümsemesi gibi bir gülümseme yaşayın.
Enerjinizi istemediklerinizi düşünerek değil, istediklerinizi düşünerek harcayın.
Alıntı

MERAKLI ÇOCUK


Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ben diyeyim eski zamanlarda, siz deyin yeni zamanlarda. Bülent adında çok] meraklı bir çocuk varmış. Her çocuk biraz meraklı olurmuş\ ama Bülent'inki farklıymış. Gittiği evlerde merakından odaları dolaşır, başkalarının eşyalarını karıştırırmış. Kimsenin eşyasını almazmış ama izinsiz her yeri karıştırmaktan hoşlanırmış.
Annesi ona yaptığı bu hareketin yanlış olduğunu defalarca söylemiş. Buna rağmen Bülent, bir türlü bu huyundan vaz-geçmiyormuş.
Bir gün annesiyle halasına gitmişler. Çocukları okulda olduğu için halası ona sıkılmasın diye oyuncaklar getirmiş. Bülent bir süre oynamış. Annesi ile halası çaylarını içerken o, sessizce evi dolaşmaya başlamış. Önce mutfağa gitmiş, buzdolabını açıp iyice bir göz gezdirmiş. Sonra diğer odaları dolaşmış ve çocuk odasına girmiş. Çocukların kitaplarına bakmış. Sıkılınca da dolapların çekmecelerini açıp içlerini karıştırmış. Bülent birden avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış. Çekmecenin içinde bir fare varmış. Öyle korkmuş ki kalkıp kaçacak cesareti bulamıyormuş kendisinde. Birden fare konuşmaya başlamış.
- Korkma, bağırma! Ben sadece oyuncak bir fareyim, sana bir şey yapmam.
Bülent çok şaşırmış.
- Ama sen konuşuyorsun, demiş.
Fare onu duymamış gibi;
- Ben seni tanımıyorum, kimsin sen? diye sormuş.
- Ben Ayşe'nin halasının oğluyum.
Fare kaşlarını çatarak ona bakmış.
- Ayşe evde yok, sen neden açtın bu çekmeceyi, neden izinsiz onun eşyalarını karıştırıyorsun, ayıp değil mi? Diye sormuş.
Bülent çok utanmış, ne diyeceğini bilememiş. Susmuş kalmış.
- Başkalarının eşyalarını karıştırmak, izinsiz alıp kullanmak yanlış bir davranıştır. Akıllı} terbiyeli çocukların bunu yapmaması gerekir. Çekmeceyi karıştırdığını görünce konuşmadan edemedim, demiş fare.
Bülent aceleyle farenin olduğu çekmeceyi kapatıvermiş. Fare kapalı çekmecenin içinden şöyle bağırıyormuş.
- Bak benim gibi şirin ve iyi bir fareyle değil, başka birşeyle de karşılaşabilirdin!
Bülent, koşarak odadan çıkmış. Salona annesinin yanına gitmiş. Yaptığı hareketten çok utanıyormuş.
Sonra koşarak tekrar Ayşe'nin odasına girmiş çabucak çekmeceyi açmış, içindeki fareye;
- Çok özür dilerim! Bir daha asla kimsenin eşyasını karıştırmayacağımı söylemeye geldim, sana teşekkür ederim, demiş. Farenin konuşmasına fırsat vermeden hemen çekmeceyi kapatmış, tekrar salona dönmüş. Artık üzerinde kötü bir huyu atmanın rahatlığı varmış. O günden sonra kimsenin eşyasını asla karıştırmamış. Güzel huylu, iyi bir çocuk olmuş.
Sema Maraşlı - Bana Bir Masal Anlat