21 Ekim 2013 Pazartesi

Onlar Gecelerde De Kıyam Ederlerdi


Onlar Gecelerde De Kıyam Ederlerdi

Kur'an'ı Kerime baktığımız zaman görürüz ki, gece ile ilgili ayetler, gündüz ile ilgili ayetlerden daha çoktur. Gece kelimesi 92 yerde geçmesine rağmen, gündüz kelimesi Kur'an'ımızda 57 yerde geçmektedir. Ve yine gece ile alakalı 92 ayetten 20 tanesi ise gece ibadetini açıklamaktadır. Yine Kur'an'ımıza baktığımızda, Rabbimiz gece üzerine yemin etmiştir. Duhan suresi 3. ayet ve Kadir suresi 1. ayette Kur'an-ı Kerimin gece inmeye başladığı haberi vardır.

İnsanın Allah'a en fazla yaklaşımı olan İsrâ hadiseşi gece olmuştur. "Sonra ona yaklaştı ve sarktı. İki yay kadar yahut daha yakın oldu. Allah vahyettiği şeyi bunun üzerine vahyetti:" (Necm suresi: 8-9-10)
        Gece ile alakalı Kur'an bilgilerimize devam ediyoruz: Nüzul sırasında üçüncülüğü alan Müzzemmil suresi, gece ile alakalı ibadetler üzerinde durur ve teferruatıyla birlikte anlatır. Halbuki gündüzü yani gündüz vaktini teferruatıyla anlatan herhangi bir ayet nazil olmamıştır. Yüce Mevla, Resûlümüze zamanı iyi kullanma dersini vermek için kıyamü'1 leyl'i (gece kıyamım) emretmiştir.

Yukarıda belirtilen temel bilgilere bakarak şöyle bir karara varmak mümkündür: Gerek âhiret kurtuluşunu isteyen müslümanların ve gerekse İslâm'ın tekrar yeryüzüne hakim olmasını isteyenlerin gece kıyamına önem vermeleri asli bir görev olsa gerek.

Mevzuya böyle bakmaz ve: "Gece kıyamı Hz. Peygamber'e farzdı, ümmetine nafiledir, veya gece kalkarsak sevap alırız, kalkmazsak günah yoktur" diyerek işi basite alırsak, kendimizi bir hatanın içine atmış oluruz.

ŞİMDİ GELELİM MÜZZEMMİL SURESİNE

"Ey örtünüp bürünen, gecenin yarısında, istersen biraz sonra istersen biraz önce kalk ve ağır ağır Kur'an oku. Doğrusu biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz. Şüphesiz gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir. Çünkü gündüz seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır." (Müzzemmil 1-7)

O DİYARIN SAKİNLERİNİN itaat anlayışına bakınız ki, yukarıdaki ayeti kerimenin gereğini, yüce Peygamberimiz tatbik eder. ve onlar da Peygamberimize uyarlar. Hatta ayette bildirilen zaman dilimini koruyamama endişesiyle tüm geceyi ibadetle geçirirler. Birçoğunun ayakları ve bacakları şişer.

Surenin 20. ayeti , nazil olup, gece kıyamım hafifleştirinceye kadar o diyarın sakinlerinin gece olan tavırları devam eder. Rivayete göre ilk inen ayetlerle, gece kıyamını hafifleten son ayetler arasındaki nüzul zamanı 8 ay ile 10 yıl arasıdır.

UMUMİ HATLARLA GECE KIYAMI VE İBADETİ

Gece ibadet ve faaliyetleri her zaman tavsiye edilmiş, bizatihi Rabbimiz tarafından teşvik edilmiştir. Allah yolunda yetişmiş salih kullar, büyük insanlar devamlı olarak gecelerin manevi ve besleyici sofralarından gıdalanmışlardır.

Dünya ve ukbanın tek kılavuzu olan Yüce Resûl ne güzel buyurmuş: "Size gece kıyamını tavsiye ederim"

"Sizden önceki salih kulların adetidir. Gece kıyamı sizi Rabbinize yaklaştırır. . Günahlardan koruyucudur. Kötülüklere keffarettir ve bedenden hastalığı kovucudur." (Tirmizi)

Görülüyor ki gece belli bir vakit uyanık durmak, bedenlerde birikebilecek pislikleri atmanın en güzel yoludur.

Gece kıyamına kalkmayı adet edinmiş olanlar, bazen kalkmaya niyet ettikleri halde uykuları galip gelip kalkamasalar dahi yine, kazanç içindedirler:

"Hiç kimse yoktur ki, geceleyin uykusu galebe çalarak terkettiği bir gece namazı bulunsun da, o kimseye, o namazın sevabı yazılmasın." (Muvatta.)

GECE KIYAMINDA NELER YAPMALI?

O diyarın sakinlerine baktığımızda. Görürüz ki, onların gece ibadetleri oldukça zengindi. Teheccüd namazı, Kur'an tilaveti, İlmi müzakere, istiğfar, gözyaşı ve zikir. Hatta onlardan bazıları gece kalktığında aile fertlerine vaaz ve nasihatta bulunurlardı.

GECE KIYAMININ MEYVELERİ

1. TEHECCÜD: Uyku anlamına gelen "hücud" kökünden gelir. Gece kılınan namaza verilen bir isimdir. Kelime manasıyla teheccüd, uykuyu gidermek, birini uyandırmak demektir. Peygamber Efendimiz teheccüdü namaz kılarak geçirdiği için fıkıhta teheccüd, gece namazı kılmak şeklinde anlaşılmıştır.

Herhangi bir ibadetin teheccüd olabilmesi için, bir süre uyuduktan sonra kalkılması gerelâr.

Teheccüd, Sevgili Peygamberimize Makam-ı Mahmudun verilmesine sebep olmuştur. Ruhi yüceliklere ermek isteyen her müslüman teheccüd sebebiyle bu makamdan hisselenebilir.

Farz namazlardan sonra en efdal namaz teheccüde kalkmak durumunda olanlara, öncelikle iki rekat hafif bir namaz tavsiye etmiş, teheccüdün geriye kalan kısımlarına, bu namazın sanki bir başlangıç olduğu hissini vermiştir.

2. KUR'AN TİLAVETİ: Teheccüdümüzün en önemli meyvelerinden birisi şüphesiz Kur'an okumaktır. Hem de yavaş yavaş, manasına ere ere Kur'an okumak. Hz.Muhammed (sav) Efendimiz;"Kim geceyi, on ayet okuyarak ihya ederse, gafillerden yazılmaz" müjdesini vermiştir. (Ebu Davud: Salat: 326)

3. İLMİ MÜZAKEREDE BULUNMAK: Teheccüdün bir diğer meyvesi, gece kıyamında ilim için çalışmaktır. İmam Buhari hazretleri, Sahihinde ve İlim bölümünde "Geceleyin ilim öğretmek ve vaaz etmek" başlığında bir bab açmıştır.

4. İSTİĞFAR VE GÖZYAŞI: Gece kıyamının unutulmaz manevi hatıralarından birisi de Allah için istiğfar edip ağlamaktır. Kara sineğin başı kadar gözyaşına sahip olanların âhirette ağlamayacağı ve onlara ateş dokunmayacağı müjdesi vardır. Geçmiş ve gelecek zelleleri (hataları) affedilmiş bir Peygamber, günde 70 ya da 100 defa istiğfar ettiğine göre, bizlerin gece kıyamında ne yapmamız gerektiğini anlamamak mümkün değildir.

5. ZİKRULLAH: Kur'anda tam 250 yerde geçen zikir kelimesi, çok geniş bir manayı içinde taşır. Bu kadar geniş manaya sahip olan zikir hususuna küçük çaplı bir açıklık getirmek istiyoruz: Zikir üç halde yapılır:

1. Dille yapıları zikir: Ayet okumak, Allah'ın isimlerini okumak ve Allah için dinini anlatarak sözcülük yapmak

2. Kalp ile yapıları zikir: Niyet. Herhangi bir ameli yaparken işin, Allah için niyet hatırlamak, azaların zikridir.

Görülüyor ki, zikirin sadece tespih tanelerini çevirerek AllahLailahRFG5432e illallah demek değildir: Zikir yapılması icap eden bir ameli yaparken, o ameli emredeni hatırlamaktır.

Burada bir noktaya parmak basmak istiyoruz:

Mürşid kontrolünde yapıları zikirlerin durumunu hesaba katmamak, milyonlarca irfan ordusunun gece kıyamına iftira olur. Şimdi o güzel salih kulların meseleye bakışlarını özetlemeye çalışalım:

- Zikir, emreden ve yasaklayan varlığı göz önünde tutmaktır. Ancak, Allah'ın isim ve sıfatlarını söylemek suretiyle yerine getirilen zikir, şer'i sınırlara riayette meydana gelecek olan zikre bir vesiledir. Yüce Allah'a tam bir muhabbet olmadan bütün işlerde şeriatın hükümlerine riayet etmek çok zordur. Söz konusu muhabbet, Mevlanın isim ve sıfatlarını zikretmeye bağlıdır. Bir adam, bayan birisini, güzel vasıflarıyla başka birine anlata, anlata, o adamın gönlünde ona karşı gıyabi bir aşk uyandırır ve ona hayalen aşık olur. İşte Allah'ı zikretmenin evveli böyledir. Ve insanın aşık olduğu kimse için yapmayacağı bir fedakarlığı yoktur."
        Görülüyor ki, izne bağlı olarak yapıları zikir, tüm zikre bir nevi ön hazırlıktır. Çünkü. namaz kılmak, örtüye bürünmek, hacca gitmek, ana-babaya itaat etmek vs. bunların hepsi zikirdir. Yeter ki bu zikirlerin tatlı ve muhabbetli olması söz konusu olsun. Müslümanın her yaptığı ameli işlerken, o ameli emredenin, o amel ile alakalı direktif ve talimatlarını bilmesi ve .hatırlaması zikirdir. Tasavvuf erbabı, talebelerine bu mevkiyi kazandırmanın formülleri üzerinde durmuşlardır.

Tüm müslüman kardeşlerimizi gece kıyamına davet ediyor, gece kıyamının neticesinin, gündüz kıyamına sarkması olduğunu söylüyoruz.

Hiç yorum yok: